Bugün özellikle sinema ve TV dünyasında tanınan ve yıllardır mesleklerini hakkıyla yapan birçok isim güzellik yarışmalarından çıktı. Sonra da seçtikleri alanda emin adamlarla yürüdüler.
Bazıları hala mesleğini sürdürüyor, bazıları da hayatın farklı alanlarına yönelip kendilerine başka bir yol çizdi.
Bir de bunun tam tersi var. Onlar da farklı zamanlarda güzellik yarışmalarına katıldılar. Dereceye girdiler hatta Türkiye’nin en güzel kızı bile seçildiler.
Onun öyküsü “Bir gece geldi, Türkiye’nin en güzel kızı seçildi, sonra da tacını alıp gitti” denilecek türden. Ama yine de hafızalardan hiç silinmedi.
Ama herkes onların gösteri dünyasında kariyer yapmasını beklerken bir anda taçlarını da alıp ortadan kayboldular.
Sanki biriyle “güzellik kraliçesi seçilme” konusunda iddiaya girmiş de tacı taktıktan sonra iddiayı kazanıp hayatlarına dönmüş gibi.
Şimdi Türkiye güzeli yarışmalarının en “gizemli” katılımcılarını bir hatırlayıp ne yaptıklarına bir bakalım isterseniz.
‘KAYIP’ TÜRKİYE GÜZELİ
“Kayıp” Türkiye Güzeli denilince ilk akla gelen isim Gülsevim Bozar kuşkusuz. Ya da yıllar önce evlendikten sonraki adıyla Gülsevim Bozar Yağcı.
1997 yılında henüz 18 yaşındayken düzenlenen yarışmaya katıldı Gülsevim Bozar. Yarışmaya katılmak için Almanya’dan gelmişti.
Uzun boyu ve tabii ki çarpıcı fiziğiyle genç Gülsevim, o geceyi “kraliçe” yani Türkiye Güzeli olarak bitirdi. Tacını giydi ve mutluluk içinde tahtına oturup poz verdi. Peki sonra ne oldu?
O gece Türkiye Güzeli olarak taç giyen genç kız ne sinemada göründü ne podyumda. Yani kendine spot ışıklarının altında bir meslek seçmedi. Geldiği ülkeye Almanya’ya döndü.
Gülsevim Bozar Yağcı’nın kraliçe seçildiği yarışmada ikinciliği Nefise Karatay, üçüncülüğü de Ceyda Düvenci kazanmıştı… Karatay ve Düvenci, gösteri dünyasında kariyer yaptı. Yarışmayı birinci bitiren Bozar ise sakin hayatına döndü.
ALMANYA’DA MUTLU BİR YAŞAMI VAR
O gece ilk üç dereceyi onunla paylaşan ikinci güzel Nefise Karatay, üçüncü olan Ceyda Düvenci yıllardır, TV, podyum dünyasında kariyer yaptı. Ama Gülsevim Bozar’ın tercihi bu yönde olmadı.
Almanya’ya döndü. Orada evlendi. Şu anda biri boyunu geçen ikisi daha küçük yaşta üç tane oğlunu büyütüyor. Mutlu bir evlilik sürdürüyor.
Almanya’nın Stuttgart kentinde yaşayan Gülsevim Bozar Yağcı, bir şirkette çalışıyor. Aradan geçen bunca zaman içinde, gençlik yıllarında kendisine Türkiye’nin en güzel kızı unvanını getiren fiziksel görünümü de hala yerinde duruyor üstelik.
Gülsevim Bozar Yağcı, aradan yıllar geçmesine rağmen kendisine Türkiye Güzeli unvanını kazandıran güzelliğini koruyor.
KISA BİR SÜRE MODELLİK YAPTI… ARTIK ÇOCUKLARININ ANNESİ
Gelelim bir başka Türkiye güzeline… 2004 yılında bu unvanı alan Nur Gümüşdoğrayan bir süreliğine de olsa modellik yaptı. Herkes onun kariyerini biraz daha uzun sürdüreceğini düşünürken o kendine farklı bir yol seçti.
Kısaca özetlemek gerekirse, Türkiye Güzeli seçildikten 10 yıl sonra Sarp İbrahimoğlu ile evlendi ve kelimenin tam anlamıyla evinin kadını oldu.
Şu anda 30’lu yaşlarının sonunda olan Gümüşdoğrayan mankenliğe de veda etti. Bütün enerjisini ve vaktini biri kız diğeri erkek iki çocuğunun bakımına ayırıyor.
Türkiye eski güzellerinden Nur Gümüşdoğrayan şimdi iki çocuğuna tam zamanlı annelik yapıyor.
SADECE TÜRKİYE DEĞİL AVRUPA GÜZELİ DE SEÇİLDİ
Güzellik kraliçesi seçildikten sonra kendine spot ışıklarının altında değil de çok daha sakin bir hayat seçenler arasında en çarpıcı örneklerden biri de Nazlı Deniz Kuruoğlu.
Üstelik o sadece Türkiye değil aynı zamanda Avrupa Güzeli unvanına da sahip oldu yıllar önce.
Kuruoğlu 1982 yılında hem Türkiye hem de Avrupa güzellik yarışmasında birinci oldu ve taç giydi. Herkes onun da pırıltılı dünyada bir meslek sahibi olacağını düşünüyordu ama onun tercihi bambaşka bir yönde oldu.
Bir balerin olan Nazlı Deniz Kuruoğlu, uzun yıllar motor sporlarıyla ilgilendi. Sonra Kuşadası’nın Caferli köyüne yerleşti Kuruoğlu. Bugün artık 50’li yaşlarının sonunda olan taçlı güzel, orada bir pansiyon işletiyor.
KÖYÜN ÇÖP BİDONLARINI BOYADI, SOKAKLARI SÜPÜRDÜ
O köye taşınmasından itibaren de Caferli’nin çehresini değiştirmek için gerektiğinde evlerin çöp bidonlarını boyadı, eline bir süpürge alıp sokakları süpürdü.
100 yıllık bir eski evi satın alan Kuruoğlu, sonra da restorasyondan geçirip küçük bir pansiyona dönüştürdü.
Kuruoğlu neden İstanbul’dan da pırıltılı dünyadan da kaçtığını şu sözlerle özetlemişti: “Kendime bir cennet yaratmak istedim.” Görünüşe göre bunu da başardı.
Türkiye ve Avrupa Güzeli, Nazlı Deniz Kuruoğlu, Kuşadası’nın Caferli köyünde doğayla iç içe bir yaşam kurdu.
GÜNDEM
02 Aralık 2024SPOR
02 Aralık 2024GÜNDEM
02 Aralık 2024SPOR
02 Aralık 2024SPOR
02 Aralık 2024GÜNDEM
02 Aralık 2024GÜNDEM
02 Aralık 2024